Sayfalar

27 Mayıs 2013 Pazartesi

BUTTON SNAKE:)

Bloğa güncel yazı yazmayı bu zamana kadar hiç beceremedim,sanırım bundan sonra da olmayacak.hep geçmişte yaptıklarımızı kaydediyorum.
Bu aktivitemiz hemen hemen her blogta gördüğüm ve mutlaka yapmalıyım dediklerimden....Naslı mı yapılır?Önce kare olarak renk renk keçeleri kestim ve ortalarını düğmenin geçebileceği kadar deldim.Sonrasında büyük bir düğmeye kurdele diktim.Efe'ye hadi tırtıl yapalım dedim.İlk başta hoşuna gitti ama keçeleri düğmeden geçirmeyi başaramadı.Minnacık parmaklarımıza zor geldi sanırım.Onun için mentessori materyallerinden giyinme çercevelerini en yakın zamanda yapmayı planlıyorum.Küçük el kaslarımızın daha çok çalışmaya ihtiyacı var çünkü...Gerçi Efe makası güzel kullanıyor.Hatta fırsatını bulduğu an makası alıp ''Ben kesmecilik oynuyorum''deyip önüne gelen kağıdı kesiyor.Ama bu button snake bize fazla geldi...:)Biraz daha büyümemiz gerek...
İşte kurdelemizi aldık işe başladık...

Bir iki denemede sonra annemizi işin içine kattık.
Hemen de pes etmedik ...
İşte annemizin de yardımıyla mutlu son....

BİZDEN...

Uzun zamandır bloğa yazı yazamıyorum.Fırsatını bulamıyorum çünkü.Havaların güzelleşmesiyle aktivitelerimize ara verdik.Daha çok gezme aktiviyeleri yapıyoruz.Bu arada geçen hafta sonu Konya'daydık.Giderken biberonu evde unutmuşum.Orda yeni bir biberon almadık ve Efe gece uyandığında pipetten süt verdik.Sadece ilk akşam sordu Efe biberonunu,sonra istemedi.Bu kadar çabuk bırakacağını hiç düşümemiştim.Gece de çok fazla içmiyor artık.Sabah uyndığında ilk sözü ''süt''oluyor.Bu süreci bu kadar çabuk atlatmamız bana mucize gibi geliyor.Ama çok da mutluyum.
İkinci bir haber daha var.Doktorun  geniz etinden şüphelenmesi üzerine bugün Hacettepe kulak-burun-boğaza gittik.Gerçekten de Efe'de geniz eti varmış.Ama şimdilik bir sıkıntısı yokmuş.Doktor bir sprey verdi ve 2 ay boyunca onu kullanmamızı söyledi.Aynı zamanda okyanus suyu ile her gün bununu temizlememiz gerekiyormuş.2 ay sonunda kontrolümüz var.Eğer düzelmezse ameliyatla geniz eti alınacakmış.Doktor çok küçük bir operasyon dedi.İnşallah buna gerek kalmaz.Oğluşum iyileşir...Bu arada Efe artık doktorda hiç ağlamıyor.Dödüğümüzde de herkese ben ağlamadım diyor..Büyüyor yani...
Bir diğer gelişme de Efe'nin traş olması.İlk defa olmadı ama ilk defa ağlamadığı bir traş oldu.Normalde kıyamati koparan Efe babasının kucağında uslu uslu oturdu.Hatta ben oturup gazete okudum.Tabii ağlamamasında berber abimizin payı büyük.Sürekli Efe'yle konuştu.Güzel bir iletişim sanırım her yerde faydalı.Bundan sonra da rastgele bittiğimiz o berberi tercih etmeyi planlıyoruz.
Bu aralar neler mi yaptık?Bolca gezdik.Öznur ve Canan'a bebek görmeye gittik,Evrim teyzemize de ev görmeye...Onun dışında sürekli pansiyonun önünde oturuyoruz.Efe pansiyondaki ve apartmandaki çocuklarla oynuyor.Sosyalleşmeye başladı:)
  Efe'ye doktor çıkışı iki tane balık aldık.Birinin adı ''gugu''.İsim babası Efe'can.Balıklarımızı çok sevdik.
 Bu yazı pek uzadı ama geçen aydan kalan bir aktiveyi de eklemek istiyorum.Yere kağıt bantla bir üçgen çizdim.Efe'den pompomları üçgenin içine pipetle üflemesini istedim.O daha çok pipetle pompom üflemesini sevdi.Böylece üçgen dışında evimizin her yerine pompom üfledik.İşte görüntüler:)



22 Mayıs 2013 Çarşamba

FAALİYETLERİMİZ

Efe'ye farklı etkinlikler yaptırmayı çok seviyorum.Tabii her zaman yapmıyoruz bunları...Vaktimizin bol olduğu zamanlarda...Ön hazırlık çok gerektirmiyor belki ama zaman gerektiriyor.Efe zaten boyamaya bayılıyor.Normal yaptığımız boyamalar bile onu mutlu etmeye yetiyor.Değişik teknikler de yaptığımız boyamalarda daha bir mutlu oluyoruz...Yabancı bir  blogta gördüğüm bu etkinlik çok hoşuma gitmişti.Hemen yapılacaklar listesine eklemiştim.Fırsatını buluğumuz ilk fırsatta da yaptık bu etkinliğimizi...Ruloyu ikiye böldüm ve üzerine kulak çubuklarını yapıştırdım.Parmak boyalarımızdan sadece siyah ve beyaz renk vardı elimizde.Efe daha çok siyahı tercih etti ve başladık kirli boyama işimize.Kirli diyorum çünkü bir taraftan da yoğurt yiyordu çünkü.Yoğurtlu ağzımızla yaptığımız etkinlik alarak kaydediyoruz işte bu çalışmamızı....


Bir diğer etkinliğimiz ise araba tekerleklerinin izlerini çıkarmaktı.Rengimiz siyah olunca pek belli olmadı izler.Başka bir zaman  farklı renklerle  tekrar yaptırmayı düşünüyorum bu etkinliği.Tabii sadece tekerlekleri boyamadık...Arabalarımız ve masamız da nasibini aldı boyalarımızdan....


16 Mayıs 2013 Perşembe

GEZMELERDEYİZ

Yeni bir yazı yok...Gezmelerdeyiz...Sadece görüntüler var...Hafta sonu Konya ile devam edecek inşallah gezmelerimiz...İşte bu gezmelerden birinde mutlu Efe'can...




10 Mayıs 2013 Cuma

BALIK TUTUYORUZ

Temamız balık,geçenki posttan anlaşılacağı üzere...Etkaca'da gördüğüm bu balıkların çıktısını aldım.Her birini fon kartonunun üzerine yapıştırdım.Üzerlerine ataç taktım.Oklavanın ucuna da mıknatıs takınca oltamız hazır hale geldi...Alet edevatımız mukfaktandı bu sefer....Bulduğumuz bir leğen de balık kovamız oluverdi işte...Aldık elimize oltamızı,başladık türkü çağıra çağıra şarkımızı söylemeye....:)
Kırmızı balık gölde
Kıvrıla kıvrıla yüzüyor
Balıkçı Efe geliyor
Oltasını atıyor....
Belki 10 kere söylemişizdir bu şarkıyı...(Daha önce Mehtap'ımız öğretmişti)Balıklarımızı renklerine ve sayılarına göre tuttuk,kovamıza doldurduk...İlayda ablamızda yanımızdaydı ve bize eşlik etti.


Sonra da bir tuttuğumuz balıkları bir güzel, afiyetle yedik....


9 Mayıs 2013 Perşembe

AYABAAAAAA:)

    Evde geçirilen bir gün ortasında elimize geçen bu araba maketini yapalım dedik.Maket iki tane idi ama biz Efe'nin sabırsızlığı nedeniyle birini yapabildik.Kırmızı araba maketini elinde oynarken yırttı Efe.Mavi olanı yaptık bizde.Efe uzun bir süre oynadı maketle.Yapıştımaları vardı birde.Yolcular,şoför gibi...Sürekli söktü yapıştırdı Efe.''Şimdi anneyle Efe binsin,şimdi baba binsin''diyerek sürekli değiştirdi...En sonunda da hepsini yırtıp attı...Napalım karton olunca uzun süreli olmadı oyuncağımız...Bir şeyler tasarlamak hoşumuza gitti...Birlikte geçirilen güzel dakikaların keyfi ise paha biçilemez tabii ki...
 

 

7 Mayıs 2013 Salı

YARIM KALAN BALIK'IMIZ

Efe Türkçe'deki ünsüz yumuşamasını henüz öğrenememiş duruma....:)Bütün K'ler K olarak geçiyor lugatimizde...Ve bu durum bizim çok hoşumuza gidiyor.Neyse...Planımızda yer alan plastik tabaktan yapmak isdeiğimiz balığımız yarım kaldı ne yazık ki...Tabağı bayayıp kesecektik ve üzerine bir şeyler yapıştıracaktık.Yani amaç balık yapmaktı.Ama biz sadece tabağı boyayabildik.Efe'deki enerji patlaması planımızı bozdu...Elimizde olan siyah parmak boyasıyla tabağımızı boyadık kurumasını bekleyemedik...Hareketli bir oyunla etkinliğimize devam ettik...
 
 

PEDİKO'DAN BİR OYUNCAK

Pediko'dan bir kaç ay önce aldığımız bu oyuncağı da paylaşmak istedim.Pediko'nun bütün oyuncakları,materyalleriçok pahalı.Ben okuldan arkadaşım Eda sayesinde indirimli aldım.Bu vidalar 60 parça (ki bizde 40 ancak kalmştır)fovari oyuncaklarımızdan biri.Hem de küçük el kaslarının çalışması açısından oldukça faydalı.Bir de renk ve şekil çalışması da yapılabiliyor.Oldukça işlevsel yani.Kesinlikle herkese tavsiye ederim...İşte bizim geçirdiğimiz mutlu dakikakalar...



6 Mayıs 2013 Pazartesi

BİLYEYLE SAYI ÇALIŞMAMIZ

    Küçükken en sevdiğim oyunlardandı bilye oyunları...Kız olmama rağmen bir erkek kardeş ve bir erkek kuzenle büyümem onların oyunlarına olan ilgimi yoğunlaştırdı belki de...Sigara kağıtlarından yaptığımız paralar ve oynadığımız çeşitli oyunlar,aynı eşofman takımını giydiğimiz zamanlar dün gibi aklımda...
    Facebook'ta takip ettiğim bir sayfada gördüm bu etkinliği..Tuvalet kağıdı rulosunu 3'e kestim ve  üzerlerini yeşil fon kartonuyla kapladım.Sonrasında üzerlerine 1,2 ve 3 yazdım.Daha sonra da babamızın okuldan getirdiği(Cuma namazında da cebinden seccadenin üzerine dökülen)bilyelerimizle saıların altlarından geçirme oyunumuzu oynadık.


Sonra olayı abarttık ve her yere bilye atmaya başladık...Yaptığım temizlik sonucu evin her yerinden bilye çıktı.Efe de bana yardım etti ve bilyelerimiz tekrar oynanmak üzere bir kutuya kaldırıldı. 

5 Mayıs 2013 Pazar

ŞELDA'YLA DUYGULARIMIZ

Yine bir blogta gördüğüm bu sayfaların hemen çıktısını aldığım bu sayfaları kırmızı fon kartonuna yapıştırıp asetatla kapladım.Aslında kitap gibi yapmayı düşündüm ilk etapta.Sonrasında üzerime çöken tembellik sonucu bu şekilde kaldı.Aslında biz dört ana duygu üzerinde duruyoruz ama bu kağıtlarda daha fazla duygu içeren resimler ve İngilizce isimleri var.Erken olabilir diye hepsini göstermedim sadece bir kaç tanesi üzerinde durdum.Daha doğrusu Şelda'nın derin İngilizce bilgisinden faydalanmak istedik.:)Bize geldikleri bir gün çıkardık sayfalarımızı ve Efe'canla tekrar ettik dugularımızı...Kağıtlarımız ileride kitap yapılmak üzere bazanın altına kaldırılmış durumda....




Tabii etkinlik boyunca Efe'nin ''Şelda bu neden ağlıyo,neden gülüyo,bu bize ne diyo''soruları bitmek bilmedi...Zaten şu sıralar en çok ''Neden?'' ve ''Ne diyor?'' sorularını seviyoruz...Sormaktan bıkmayacağa da benziyoruz..:)

4 Mayıs 2013 Cumartesi

ÖRDEKLERİMİZ

Duran'ın hayvan sevgisi benim hayvan korkumla birleşirse ne olur,hiç düşünmemiştim....Ama her zaman Efe'nin hayvanları çok sevmesini yürekten istemiştim.Babasının hayvan sevgisi ,merhameti ona da geçsin diye çok dua ettim...Rabbim dualarımı gerçekleştirdi çoğu zaman olduğu gibi...Arı ile başlayan hayvan sevdamız şimdi de ördeklerle devam etmekte:)Evlendiğimiz zaman 2 kovan hobi amaçlı aldığımız kovanlar şimdi 10'a çıktı.(Tabii bu benim bildiğim belki daha da artmıştır:)İşi ticarete dökmüş durumdayız yani...Gelelim ördeklerimize...Duran ara ara ördek muhabbetini açıp duruyordu ama ciddi oluğunu hiç düşünmemiştim.Bir gün okuldan gelirken bir ördek getirmişti Efe sevsin diye...Bizde ailecek çok sevdik ördekimizi:)Sabah kalsın dedi,bende götürmesini istedim....Nerden götür dediysem ördek bize 4 tane olarak geri döndü:)Alt kattaki boş dairede besliyoruz öreklerimizi...Ara sıra evimize gelmiyorlar değil hani...Bakıcı teyzemiz ve çocukları da görsün diye evimize gelen ördeklerimiz yoğun ilgiyle karşılaştılar evimizde....Efe ''Onlar benim,annemle babamın en sevdikleri,dokunmayın'' diye bağırıp durdu Zehra Betül ile Çağrı Buğra'ya...Eline alıp sevdi,yemeklerini verdi,sularını içirdi...Bazen sabahları ''Ördeklerim nerde?''diyerek uyanıyor.Bizde özledikçe sevmeye gidiyoruz onları...

 

 
 

1 Mayıs 2013 Çarşamba

DUYGU ZARIMIZ

Duygularım temamızda aklıma bu zarı yapmak geldi.Zarın her bir tarafına duygularımızı ifade eden bir yüz çizdim.Tabii zarı önce mukavva ile yaptım,sonra üzerini fon kartonuyla kapladım.Zar Efe'nin çok hoşuna gitti.Zaı attık hangi duygu gelirse onu taklit ettik.O kadar hoşuna gitti ki Efe'can daha sonra yaptığımız sulu boya çalışmasında onu da boyamak istedi.Bende izin verdim...Bu sosyal bilgiler temamız iyice tekrar edildikten sonra yerleşmiştir sanırım...Resimlere gelince kesinlikle amatör bir çalışma...:)

 
 


Zarın boyanmadan önce son halleriydi bunlar...Zar mı?Ona veda ettik,kimbilir şimdi nerelerde....